20 yılı aşkın süredir farklı
kurum ve kuruluşlarla Ölçme Değerlendirme Merkezi (Assessment Development
Center) uygulamaları yapıyoruz. Her çalışma öncesinde katılımcılara ve ilgili
insan kaynakları birimlerine benzer hatırlatmaları yapıyoruz, pek çok kişi bize
ulaşıp ‘ haftaya assessment’a çağırdılar hocam, ne yapayım’ diye soruyor; en
sonunda bir de buradan yazayım bazı tüyolar vereyim dedim.
En önemli soru çalışma, ölçme
merkezi mi (AC) yoksa değerlendirme merkezi mi (DC) sorusu. Zira Ölçme Merkezi
belirli bir pozisyon için adayların arasından en doğru adayı bulmak için
yapılır ve sonucunda bir seçim vardır. Değerlendirme Merkezi ise mevcut
adayların güçlü ve gelişmesi gereken alanlarını tespit edip farkındalık
yaratmak ve bu noktalarda gelişim planları yaparak desteklemek için yapılır. Sizi
hangisine çağırdılar?
Ölçme Merkezleri genelde grup
halinde katılınan, bir münazara, tartışma ve/veya ekip oyunu barındıran
çalışmalardır. Burada genel olarak iyi dinlemek, mutlaka katılımcı olmak, doğru
yorumlamak, etkin iletişim becerileri sergilemek; gülümsemek, açık ifadelerle
ve yüklemli cümlelerle iletişim kurmak gibi; ve çalışmadan öncelikle keyif
almaya çalışmak önemlidir.
Değerlendirme Merkezinde ise
genellikle işlerin birbirine girdiği çok sıkışık bir ortamda etkin planlama ve
organizasyon yapılması gereken bir veya birkaç vaka, üst ile görüşme, sorunlu
bir ast ile görüşme, ekip çalışması içeren bir çalışma, hatta müşteri görüşmesi
veya üst yönetim toplantısı ile karar verme gibi adımlardan oluşur. Burada daha
kapsamlı bir değerlendirme yapılır ve katılımcıya detaylı geri bildirim
verilir.
İyi de nasıl başarılı olacağız,
biz tiyatrocu değiliz gibi yorumlarınız için de işte size birkaç tüyo;
- Değişmek için geç kaldınız. Onca yıldır sizi başarıya taşıyan özelliklerinizi bir kenara atıp hiç olmadığınız biri gibi davranmaya çalışmak sizi başarısızlığa götürür. Çünkü bu durumda güçlü özelliklerinizi sergilemek yerine gelişim alanlarınızı ortaya çıkarırsınız. Sonuçta danışman güçlü yanlarınızı göremediği gibi tam olarak üzerinize oturmayan gelişim yanlarınızı net olarak görür ve raporunuz hak etmediğiniz kadar çok sayıda gelişim alanı içerir. Bırakın güçlü yanlarınız sizi yukarı taşısın, danışman da üzerine yatırım yapmanız gereken birkaç noktayı görüp sizi doğru eğitimlere yönlendirsin.
- Detaylara takılmayın, büyük resme odaklanın. Zaman yönetimi en kritik unsurlardan birisidir. Önce genel olarak değerlendirmenizi yapıp bir strateji belirleyin; örneğin fırsat çok, büyümeye odaklanmak gerek veya önemli sorunlar var, önce bunları çözmek gerek gibi.
- Sonra yapılması gerekenlerin ve vakalarda belirtilen işlerin Acil-Önemli ayrımını (Eisenhower matrix) net olarak yapın. Sonra sadece acil ve önemli olan konularda, yeterince ayrıntıya girin. Büyük resmi kaçırıp detaylarda kaybolan bir yönetici adayının işinin zor olacağını unutmayın.
- Aralarda, öncesinde birbiriniz ile konuştuğunuzu biliyorum. Bunda sakınca yok ama lütfen kimsenin ne dediğine bakmayın; kendi kararlarınızı alın ve her bir kararınızın arkasında mutlaka net sebepleriniz olsun. Tüm bu kararlar ve eylem planlarınız birbiri ve ortaya koyduğunuz strateji ile paralel olsun.
Unutmayın yöneticiler;
o
büyük resmi görür,
o
bu doğrultuda net kararlar alır,
o
bu kararları hayata geçirecek inisiyatifler ve adımlar planlar,
o
ekibini bu ortak hedefe motive edip peşinden sürükler ve
o
sonuç üretir.
Hazırlığınızı
değerlendirirken makro-karar-plan-eylem akışını oluşturduğunuzdan emin olun.
Uygulama sırasında da bunu etkin iletişim becerileri ve motive edici
yaklaşımlar ile destekleyin.
- Eğer vaktiniz var ise ve henüz yapmadıysanız Stephen Covey’in ‘Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı’ isimli kitabını notlar alarak iyice çalışın. Günlük yaşantınızda uygulamaya geçirin, çalışmaya, öğrenmiş olarak girin. Sonucu en az 1-2 puan etkileyecektir.
- Duyduğunuz mitleri bir kenara atın, olumlu haberlerin dedikodusu prim yapmaz. Sorun yaşayan kişilerin koridor FM’den yaydıklarına itibar edip motivasyonunuzu düşürmeyin. Başlamadan bir enerji artırıcı egzersizi ayrıca tavsiye ederim.
- Mutlaka katılımcı olun.
İnsan Kaynaklarına da
Değerlendirme Merkezleri ile ilgili tavsiyem var. Amacınız ‘açıkta yakalamak’
değil geliştirmek olduğuna göre,
katılımcılarınızın çalışma öncesindeki meşhur, ‘ölçüleceğim’ tadındaki sınav
stresinin avantajını da kullanarak, kendilerine yatırım yapmaları için
desteklemeye ne dersiniz. Kitap önerileri sunmak, Bilgi Üniversitesi gibi
kurumlarda açılan bu konulardaki çalışmalara katılmalarını desteklemek,
farkında oldukları gelişim alanları ile ilgili adım atmalarını sağlamak,
çalışmayı daha net anlatıp hatta kısa bir koçluk seansı ile rahatlamalarını
sağlamak iyi bir başlangıç olabilir mi?
Soru ve yorumlarınızı
bekliyorum. Çalışmalarınızda başarılar.
Yorum Gönder